Kategori: Seslerimiz

Seslerimiz

Araziden Seslerimiz (2021-10-25)

Botanik Keşifler

Gygaia Projeleri

Asfodel Araştırma Merkezi olarak adlandırdığımız yerde üç yıl süren botanik araştırmaların ardından (yerel olarak Kiriş otu veya Kireç otu ve Türkiye’nin başka yerlerinde Çiriş otu olarak bilinen Asfodel’in (Asphodelus aestivus) yerel manzaralardaki üstünlüğü göz önüne alındığında) mor çiçekli Lavanta’nın (Lavandula officinalis) ve sarı çiçekli Lavanta Pamuğu (Sarı lavantin; Santolina chamecyparissus), bu benimsenmiş ortamda oldukça mutludur.

Gelişmeyen bitkiler bu yıl daha fazla lavanta ve sari lavantin ile değiştirildi ve yeni yerlerde mor ve sarı renklerinin yanı sıra harika diğer özelliklerinden de yararlanmayı dört gözle bekliyoruz.

Gygaia Projeleri’nden daha fazla gönderi için bizimle kalın!

Araziden Seslerimiz (2021-09-25)

Kaymakçı’da Sığır Üzerine Yeni bir Tez

Gygaia Projeleri

Kaymakçı’da bulunan sığır kemikleri üzerine hazırlanan yeni bir Koç Üniversitesi Yüksek Lisans Tezinin tamamlandığını sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Detaylar için aşağıya göz atabilirsiniz!

Kudretli Sığır: Batı Anadolu Geç Tunç Çağı Kaymakçı’da Sığır Yetiştiriciliği Uygulamalarının Zooarkeolojik Analizleri

Şengül Fındıklar

Özet: Bu araştırma, Kaymakçı topluluğunun benimsediği hayvan yönetim stratejilerini, Kaymakçı’nın Geç Tunç Çağı (GTÇ) Anadolu’sundaki konumunu ve sığırların geçim ile sembolizm açısından önemini anlamayı amaçlamaktadır. Özellikle, bu ekonomik uygulamaların diyet seçimleri ve çiftlik hayvanlarının (et, süt ve iş gücü) yönetimi gibi günlük yaşam pratiklerine nasıl katkıda bulunduğu ve sürdürüldüğü incelenmiştir. Elde edilen bulgular, Batı Anadolu’daki GTÇ hayvan yönetim sistemlerine dair daha ayrıntılı araştırmalar için bir temel oluşturmakta ve Batı ile Orta Anadolu arasındaki GTÇ sığır kültürlerinin karşılaştırılmasına olanak sağlamaktadır. Kaymakçı, hayvancılık uygulamaları, çevresi ve sosyopolitik dinamikleri doğrultusunda hayvanlara, özellikle de sığırlara yönelik stratejik bir yaklaşım benimseyen yerel bir Batı Anadolu topluluğu olarak değerlendirilmektedir.

Gygaia Projeleri’nden daha fazla gönderi için bizimle kalın!

Araziden Seslerimiz (2021-08-20)

Topraktan Yapılan Buluntu ve Mimari Öğeler Üzerine Yeni bir Yayın

Gygaia Projeleri

Studia Hercynia derginin yeni sayısında Kaymakçı’dan çıkan toprak malzemeler üzerine yeni bir yayın çıktığı haberini sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Ayrıntılar için aşağıya bakın!

Çamurdan yapılanlar: Batı Türkiye, Tunç Çağı Toprak Malzemelerinin Fonksiyonel Sınıflandırılması ve Analizleri / Made from Mud: Functional Categorization and Analyses of Bronze Age Earthen Materials from Western Turkey

Jana Mokrišová, Christopher H. Roosevelt, Christina Luke ve Caitilin R. O’Grady

Özet: Bu makale, Batı Anadolu’da bulunan, Orta ve Geç Tunç Çağı dönemine tarihlenen Kaymakçı yerleşimindeki kazılarda tespit edilen toprak malzemelerin pilot çalışmasının sonuçlarını sunmaktadır. Çalışma kolayca parçalanan ve tanımlanması zor olan toprak malzemelerin sistematik olarak toplanması ve analizinin zorlu ama bir o kadar da önemli olduğunu savunmaktadır. Bu tür materyaller, arkeolojik kayıtlarda hangi izlerin korunduğu hakkında bilgi taşımaktadır ancak bu bilgilere yeterli önemin verilmesi ile ulaşılabilmektedir. Toprak malzemeler üzerinde gelişen çalışmalar, kerpiç gibi mimari malzemeleri, iyi korunmuş özellikleri ve farklı nesneleri ön plana çıkartmaktadır. Ancak toprak nesneler ve mimari özellikler, bina mimarisinden daha yaygın olarak kullanılmıştır ve kazılan alanlarının sadece küçük bir kısmı iyi şekilde korunmuştur. Bu nedenle, Kaymakçı’da ele geçen farklı toprak malzeme kategorilerini özellikle mimari, mimari donanım ve taşınabilir eşya kategorilerine ayırıyoruz. Kaleme aldığımız bu çalışma, bölgedeki arkeolojik buluntulara ilişkin yeni bilgileri dahil ederek ve toprak malzemeleri yeniden inceleyerek bu veri topluluğunun morfolojik, işlevsel ve sosyal yönlerini daha iyi anlamanın mümkün olduğunu göstermektedir.

Gygaia Projeleri’nden daha fazla gönderi için bizimle kalın!

Araziden Seslerimiz (2021-08-03)

Kuşsuz Kuş Gözlem Kulesi!

Gygaia Projeleri

Güzel ve ekolojik açıdan önemli bir yere sahip Marmara Gölü’nün kıyı şeridi, haziran ayı sonlarına doğru bu konuda yazdığımız yazıdan beri kuruyarak geri çekilmeye devam ediyor. Marmara Gölü’nün bu durumda olmasının nedenleri iklim değişikliğinden baraj ve içme suyu rezervuar politikalarına, sulama için bilinçsizce aşırı su kullanımına kadar uzanmaktadır. Durumu yakından gözlemleyebilmek için küçük bir ekip ile 2020 yazında inşası başlayan kuş gözlem kulesini ziyaret ettik.

Sağlam bir şekilde inşa edilmiş kulenin iki yanında, göl ve sulak alanlar hakkında bilgi veren ve aynı zamanda altı kat merdiveni ne zaman çıkıp ne zaman çıkamayacağınız konusunda önemli uyarılar içeren (şimşekli günler dahil!) detaylı uyarı tabelaları bulunmaktadır.

Kulenin zemin katında yer alan tabelalar, sulak alanın sınırlarını (Marmara Gölü Sulak Alanı Koruma Sınırı) tanımlar ve bu alan içerinde ne tür faaliyetlere izin verildiği ve ne tür faaliyetlerin yasak olduğunu belirtir. Tabelalardan biri, bölgede geleneksel olarak yaşadığı tespit edilen 100’den fazla kuş türünden 30 örneği göstermektedir. Belirtilen kuşların çoğu göç dönemlerinde, mevsimlik olarak gölü ziyaret etseler de sulak alanın zengin biyolojik çeşitliliğine katkıda bulunmaktadırlar.

Kulenin en üst katından kuzey (sol üstte) ve doğu (sağ üst) yönlü iki fotoğraf, göl kıyı şeridinin ne kadar geri çekildiğini ve geride kalan neredeyse tamamen kuşsuz olan ortamı gözler önüne sermektedir. Kuruyan göl kıyısı bölgesel tarım yapan kişiler tarafından sahiplenildi.

Kurumuş olan göl yatağında yapılan bir yürüyüş – kuzey (sol üst) ve doğu (sağ üst) – koyu kahverengi çamurlu çatlamış bir taban dokusunun, kurumuş ince göl yosunu tabakasıyla kaplanmış olduğunu gözler önüne sermektedir.

Kuş popülasyonlarının kaybına rağmen, küçük kurbağalar ve yeni sulak alan bitki örtüsü, daha önce var olan zengin biyoçeşitliliğin nadir temsilcileri olarak kurumuş göl tabanında yer almaktadır.

Gygaia Projeleri’nden daha fazla gönderi için bizimle kalın!

Araziden Seslerimiz (2021-07-27)

Eser Analizlerinde Yeni Bir Sezon…

Gygaia Projeleri

Bir kazı sezonunu daha geride bırakırken, detaylı eser analizleri üzerinde çalışmak üzere araştırmacı ve yüksek lisans öğrencilerinden oluşan bir ekibi ağırladık. Anadolu’daki diğer Tunç Çağı kazılarında da olduğu gibi bu sezon Kaymakçı’da gerçekleştirilen analizler çalışma saatleri göz önüne alındığında en büyük çaba seramik buluntularına ayrılmıştır. Seramik buluntular dışında yontma taş ve yontma taş grubu dışındaki küçük aletler, öğütme taşları, pişmiş toprak ağırşaklar, bızlar, keskiler, bakır alaşım el aletleri ve diğer küçük metal buluntuların analizlerinde de önemli bir ilerleme kaydedilmiştir.

Magda Pieniążek bakır alaşım pimleri ve diğer küçük el aletlerini fotoğraflıyorken
Eser analizcilerinden oluşan “ikinci evre” grubu da dahil olmak üzere yılın ikinci ekip (soldan sağa: Magda Pieniążek, Kristina Doležalová, Ceren Çilingir, Ján Bobik, Atilla Vatansever, Peter Pavúk, Anna Peterková, Tunç Kaner, Nami Shin, ve Chris Roosevelt)

Gygaia Projeleri’nden daha fazla gönderi için bizimle kalın!

Araziden Seslerimiz (2021-07-20)

Sarmalamak!

Gygaia Projeleri

Kaymakçı Kalesi’nin kuzey ucunda gerçekleştirilen ve çok verimli geçen 2021 kazı çalışmaları, sur mimarisinin ve sonraki yapıların düzenlenişi ve evreleri hakkında yeni bilgiler sağlamıştır. Kazı sezonu bitimiyle birlikte 95.555 nolu kazı alanı zorlu kış şartlarına dayanabilmesi için jeotekstil ile tamamen “sarılmıştır”. Cüruftan elde edilen briketler, jeotekstili olduğu yere sabitlemek ve yağmur sularının kazı alanı içine akmasını engellemek için kazı alanının etrafında yerleştirilmiştir. Son olarak kazı alanının etrafına yerleştirilen koruyucu çit ve uyarı levhaları hem iki ayaklı hem de dört ayaklı ziyaretçileri kazı alanının dışında tutmaktadır.

Baş konservatör Dr. Caitlin O’Grady’nin (UCL) yıllarca verdiği özenli saha uygulamaları sayesinde kazı ekibimiz bu süreci tam anlamıyla tecrübe etmiştir. Bu sayede sadece 95.555 kazı alanını değil aynı zamanda diğer korumaya ihtiyaç duyulan alanları da hızlı ve etkili bir şekilde jeotekstil ile sarmayı başarmıştır. Yapılan işlemlere ait bazı adımlar aşağıda yer almaktadır.

Önce Malzemeler: Jeotekstil ruloları ve hafif briketkler (“bimsblok”) lokal olarak Uşak ve Salihli’den gelmektedir. Bu malzemeler kazı alanına normalde turistik amaçla kullanılan araçla taşınmıştır.

Jeotekstil rulolar alanın üzerinde açılarak, dikey ve yatay açılarla tüm yüzeyi sarmak için özel olarak kesilmektedir.

Kazı alanında bulunan taşlar veya kazı alanlarından çıkartılan işlenmemiş taşlar, jeotekstili yerine sabitlemek için yeniden kullanılmaktadır. Bu taşlar el ve iyi koordine edilmiş bir ekiş çalışması ile alana eşit olarak dağıtılmaktadır.

Tel örgünün yerleştirilmesi için belirli aralıklarla kazıklar zemine balyoz ile sabitlendikten sonra tavuk teli bu kazılara gerildikten sonra uyarı levhaları asılmıştır.

Yapılan çalışmanın sonucunda ise gelecek sezonda tekrar açılacak bir doğum günü hediyesi gibi sarılmış, pırıl pırıl bir kazı alanıdır!

Gygaia Projeleri’nden daha fazla gönderi için bizimle kalın!