Araziden Seslerimiz (2019-07-10)

İşlenmemiş cevherler: 97.541 açması’ndaki hammaddeler

Catherine Scott

Arkeologlar olarak, bir müzede görebileceğiniz türden güzel objeleri (mücevher, cam kavanoz, duvar resimleri, mozaik vb.) bulmaktan zevk alsak da bunları üretmek için kullanılan hammaddeleri bulduğumuzda da heyecanlanırız. Hammaddeler ve bulundukları kontekstler, bize geçmişte insanların nasıl yaşadığı ve çalıştığı hakkında ve yakın veya uzak komşuları ile nasıl bir ilişki içinde oldukları hakkında çok şey söyleyebilir.

Bu yıl 97.541 açmasında zanaat üretimi için hammadde olabilecek bir dizi malzeme bulduk! Bu hammaddelerin çoğu taştır. Çünkü taşın yeniden kullanılması zordur ve birçok malzemeye kıyasla gayet iyi korunur. Bunlar arasında pigment üretiminde kullanılmış olabilecek yumuşak, renkli taşlar ile mücevher veya diğer dekoratif objeler yapmak için kullanılmış olabilecek yarı saydam taşlar bulunuyor. Bu taşların bir kısmı tekstil üretiminde kullanılan iğneler ve ağırşakların yanı sıra cilalama için kullanılan taşlar gibi diğer üretim türlerinde kullanılan aletlerin yanında bulundu.

Bu hammaddelerin bulundukları konum bize mekânın nasıl kullanıldığı ve üretimin nasıl organize edildiği hakkında çok şey söyleyebilir. Binaların içinde mi yoksa açık avlularda mı bulunuyorlar? Evlerle mi yoksa atölyelerle mi ilişkili? Belirli materyaller yerleşimin sadece bazı bölümlerinde bulunduğunda, bu materyallere erişim, sosyal statüye veya yerleşimin bazı bölümlerinin özel işlevine bağlı olarak kısıtlanmış olabilir.

97.541 açmasının güney kısmı; Hammaddelerin konumu, binaların ve açık alanların ne için kullanıldığını öğrenmemize yardımcı olabilir

Bu hammaddelerin kökenini bulmak için çeşitli bilimsel analizler yapılabilir, bu da bize bu malzemelerin yerel olduklarını ya da uzak yerleşimlerden geldiklerini söyleyebilir. Bölgedeki hammaddelere ve onları kullanarak üretilmiş malzemelere bakarak ticaret yolları hakkında çok fazla şey öğrenebiliriz. Bunun güzel bir örneği, Türkiye’nin güneybatı kıyılarında bulunan ve Geç Tunç Çağı’na tarihlenen ünlü Uluburun batığıdır; bu gemi Akdeniz’den gelen hem hammaddeleri (cam külçeleri gibi) hem de tamamlanmış eserleri (altın takılar gibi) içeriyordu.

Her ne kadar şu an bu hammaddeler ve kökenleri hakkında yorum yapmak için erken olsa da biz çalışmaya devam edip Kaymakçı’dan öğrenebileceklerimize odaklanacağız!

Gygaia Projeleri’nden yıl boyunca daha fazla gönderi için bizimle kalın!