Etiket: projeler

Metal Objeler

Küçük buluntular kategorsinde değerlendirilen, metal objeler eski kültürlerdeki günlük uygulamaların, zanaat faaliyetlerinin, teknolojik becerilerin ve stil seçimlerinin yeniden anlamlandırılmasında temel bir rol oynamaktadır. MÖ 2. binyılda Anadolu’nun başka yerlerinde olduğu gibi Kaymakçı’da da metal koleksiyonu, aletlerden kişisel süs eşyalarına ve silahlara kadar ağırlıklı olarak kurşun ve bakır alaşımlı eserler içermektedir. Keskiler, bızlar ve iğneler gibi küçük aletlerin bol miktarda bulunması, tekstil üretimi gibi faaliyetlerin zenginliğini ve çeşitliliğini göstermektedir. Hem fonksiyonel hem de daha prestijli objelerin tasarımları, Anadolu ve Ege’nin kültürel etkilerinin yanı sıra yerel unsurların da bir kombinasyonunu göstermektedir.

Kaymakçı’dan elde edilen tüm metal buluntular, diğer bölgelerdeki çağdaş yerleşimlerden aynı kategorideki eserlerle farklılıkları ve benzerliklerini anlamak için tipolojik olarak incelenip sınıflandırılmaktadır. Ek olarak, toplulukların teknolojik becerilerini, üretim seçeneklerini ve yapımlarının arkasındaki hammadde tedarik yollarını daha iyi anlamak için metal nesnelerin temel bileşimini, mikro yapısını ve izotopik imzasını incelemek için arkeometrik analiz yöntemleri (pXRF, SEM-EDXRF, LIA, vb.) uygulanmaktadır.

Peyzajlar

Merkez Lidya Arkeolojik Yüzey Araştırması (CLAS) başladığında, araştırmanın temeli “peyzajlar”—bir bölgenin bütününe yaklaşım—kavramı çevresinde atılmıştır. Kavramsal anlayışlardan tabiatın fiziksel dönüşümüne kadar zaman içinde meydana gelen değişim, toplulukların ev ve bölge kavramlarına nasıl atıfta bulunduklarına dair fikirlerin değişmesine neden oldu. Yerleşik topluluklardan yaylacılığa, insan mirasının gelip geçtiğine dair zengin anlatılar bu bölgeyi tanımlamaktadır. Araştırmaya olan ilgimizin temelinde Bozdağ havzasındaki ormanlar ve göllerden, uçsuz bucaksız Gediz Nehri ovasından, birçok nehirden (Gediz ve Alaşehir başta olmak üzere), büyük Marmara Gölü’nden, batı ve kuzey dağlarının yaylalarından, bu çevrenin içinde ve etrafında şekillenen miras katmanlarıdır.

Marmara Gölü – Gygaia Limne

Gygaia Projeleri kapsamında yürütülen araştırmaların çoğu Marmara Gölü odağında gerçekleşmiştir. Ne de olsa projenin adı buradan gelmektedir. Bizim göle dair araştırmalarımız 10,000 yıl öncesinden günümüz iklim sorunlarına kadar geniş çaplı bir zaman dilimini kapsamaktadır. Göl havzasının kuzeyi boyunca yer alan doğal kaynaklar, özellikle de Akpınar kaynağı, tarih boyunca muhtemelen küçük de olsa bir su kütlesini korumuştur. Kış yağmurları ve yüzey akışları da bu su kütlesini güçlendirip, beslemiştir. Buna rağmen, sıcak ve kurak yazlar gölün çevresinde büyük dalgalanmalara sebep olup, tarih boyunca gölü kısmen de olsa kuruttuğu bilinmektedir.

Şüphesiz ki, göl, sığ olup (en derin noktası 6 metredir) çok geniş bir alana yayılmıştır. Dinamik su kütlesi, bu sebeple, mevsimsel ve iklimsel rejimlerle değişip, bölgenin dini ve manevi bir bileşeni olarak büyük ilgi görmüştür. Ancak bu hassas doğal tabiat, tarih boyunca ve günümüzde de insanlar tarafından değişikliğe uğratılmaktadır. Bizler, göle yapılan ilk müdahaleden günümüzde yapılan Gördes ve Demirköprü barajlarına kadar uzanan bu tarihi araştırmaktayız.

Göl ile ilgili devam eden proje ve araştırmalar, Tunç Çağı yerleşimi olan Kaymakçı’nın arkeobotanik ve zooarkeolojik koleksiyonları ile bitki ve hayvan kalıntısı araştırmaları; hala süregelen biyolojik çeşitlilik araştırmaları, göl ile ilgili ritüel kültürü, paleotopografik karot alma, tortu DNA’sı, ilkim rekonstrüksiyonları, ve sadece bölgenin yerel önemini değil 18. yy’daki bölgesel önemini de vurgulayan ve sonraki dönemlerde sulak arazi yönetim politikalarını gösteren detaylı Osmanlı arşiv incelemelerinden oluşmaktadır.

Yemek ve Toplum – SOFRA

Nasıl ve ne yediğimiz, bireyler ve toplumlar olarak kim olduğumuzun büyük bir kısmını tanımlar. SOFRA projesi, geçmişten günümüze Marmara Gölü Havzası ve ötesindeki yemek geleneklerini araştırıyor ve kutluyor. Gygaia Projects, bu hikayenin bir parçası olan arkeolojik bağlamları, köy avlularını, aile tarlalarını ve kadın kooperatiflerini keşfederken SOFRA ile ortaklık yapıyor. Tarihçeler ve tarifler kitabının yanı sıra fotoğraf ve video bağlantılarına buradan ulaşabilirsiniz: https://sofra.ku.edu.tr.

DNA: Antik ve Sediman DNA Çalışmaları

Antik DNA çalışmalarının kapsamı, Kaymakçı’daki kazılardan elde edilen arkeobotanik materyalin genetik karakterizasyonlarını ve Marmara Gölü havzası, sırt ve yaylaları ile Gediz ovasını kaplayan alanlardan alınan tortuları incelemeyi amaçlamaktadır. Buradaki amaç, tarih öncesinden bugüne, genellikle evcilleştirme nedeniyle meydana gelen genetik değişiklikleri değerlendirmektir.

Antik (aDNA) ve Sediman DNA (sedaDNA) araştırma grubunun ana hedefleri aşağıdaki gibidir: i) kontrollü kazılar sonucu genomik çalışmalarda kullanılmak üzere yüksek kaliteli antik DNA elde etmek için kömürleşmiş tohumları (örneğin buğday, arpa, nohut, darı ve üzüm) toplamak; ii) evrimsel değişiklikler için agronomik açıdan önemli gen bölgelerini ve tarımsal bitkilerin antik DNA’sının agronomik karakterini taramak ve bunları çağdaş akrabalarıyla karşılaştırmak, böylece bu çalışma, hasat edilen bitkilerdeki değişiklikleri, özellikle de antik türlerden diğerine genetik varyasyonu anlayacak ve gelecekteki tarımsal faaliyetlere ışık tutacaktır; iii) Marmara Gölü Havzası ve Gediz ovası boyunca stratejik olarak yerleştirilmiş bir dizi sediman çekirdeğinden çıkarılan sedaDNA’nın genetik analizi yoluyla bölgenin tarım ve bitki örtüsü hakkında bilgi edinerek, mevcut bitkilerin nüfus dinamiklerini incelemek ve böylece belirli mahsullerin geçmiş ve mevcut yetiştirme süreçleri hakkında önemli sorulara cevap verebilmektir.

Dijital Kayıt & Veritabanı

2005 yılında yüzey araştırmasının başlangıcından günümüzdeki kazı çalışmalarına kadar, sürekli olarak gelişen teknolojilere ayak uydurup, arkeolojinin uygulanması ve arkeolojik kayıtların yorumlanmasını gelişmekte olan en son teknolojiler ile incelemeye çalıştık. Portatif GNSS, dijital fotoğrafçılık, Coğrafi Bilgi Sistemleri ve veri tabanı entegrasyonları ile yüzey araştırması sırasında başlayan çalışmalar, sonrasında kazı sürecinde de “kağıtsız” dokümantasyon teknolojileri ile devam etmiştir.

2014 yılında, bu çalışmalara Kaymakçı için bütünsel bir dijital kayıt çözümüyle devam ettik: KAP Kayıt Sistemi. Bu sistem, birkaç kilometreye yayılan güneş enerjisiyle çalışan, bir noktadan bir noktaya ağın sağladığı bağlantıdan yararlanan merkezi bir PostgreSQL veritabanı, MS Access formları, arazi fotoğrafları ve laboratuvar fotoğrafçılığı için alınmış Android uygulamaları ve GNSS ekipmanı kombinasyonu yoluyla veri girişini depolamaktadır. Sistemi destekleyen donanım ve yazılım yıllar içinde güncellenmiş ve kısmen değiştirilmiş olsa da, sistemin ana mimarisi varlığını sürdürerek ekip çalışmamızı tanımlayan entegre iş akışlarının temelini oluşturmaktadır.