İstanbul’a Kök Salmak
Nami Shin
Koç’ta güzel bir gün.
Antik bitkilerin analizi son derece faydalı olmakla birlikte aynı zamanda oldukça da zahmetli bir süreçtir. Tek bir arkeobotanik örneği incelemek birkaç saat de sürebilir birkaç gün de. Ancak Koç Üniversitesi’nin güzel kampüsünde olmak analizleri biraz daha kolaylaştırıyor. Etrafı ormanla çevrili üniversitenin kampüsünü süsleyen farklı tür bitkilerin hepsinde, bilimsel isimlerinin yazılı olduğu etiketler mevcut. Bir arkeobotanist olarak hem doğadaki bu zenginlik bana dinlendirici geliyor hem de bitkilerin etiketlenmiş olmasını da gerçekten takdir ediyorum.
Bu yıl Koç’ta geçirdiğim zaman dilimini çoğunlukla 2016 kazı sezonunun botanik örneklerini analiz etmeye adadım. Analizlerden verimli sonuçlar alıyorum ve örneklerin içerisinde heyecan verici birçok şey buluyorum. Daha fazla bilgi için gelecek yayınlarımıza bakın!
Bitkilerin etiketli oluşunu takdir ederken.
Nami, Koç Üniversitesi Arkeoloji Laboratuvarında bir örneği analiz ederken.
Bu örnekleri analiz etmek, Kaymakçı’da Tunç Çağı yaşamını anlamak adına oldukça önemli. Kaymakçı’da arpa, çeşitli buğday türleri, üzüm ve çeşitli baklagillerin tüketildiğini biliyoruz. Geçmişe bitki kalıntıları üzerinden bakmak bize yalnızca ne yediklerine dair fikir vermekle kalmaz, aynı zamanda yerleşimin peyzajını oluşturan diğer bitki türlerini de anlamamızı sağlar. Hangi tür çiçek ve diğer yabani bitkilerin var olduğunu görebilir ve böylelikle antik yerleşim sakinlerinin nasıl bir yaşamları olduğuna daha geniş bir perspektifle bakabiliriz.
Kazı ilerledikçe antik çevreye dair bildiklerimiz de giderek artacaktır. Ben, bu eski insanlar hakkında daha fazla şey öğrenmek için sabırsızlanıyorum, umarım siz de öylesinizdir!
Bahçe. Koç Üniversitesi kampüsünün en güzel yerlerinden biri.